25 Aralık 2008 Perşembe

durdum. durayazdım.

duruyorsun. herşey akıp giderken. izole edebildin sonunda kendini. mutlak bir sessizlik. koskoca bir şehrin tüm sesleri kalp atışın oldu. aradığın işte buydu. tekbaşına ama bir olmak. şu anda uzaktaki o vapurdan atılan simitleri yakalayan martının dikkatisin. sonra bi anda annesi ile parkta oynayan çocuğun neşesi. bi anda trafiğin keşmekeşinde bir kavganın şiddeti. daha sonra yıldız parkında ağaç altlarının gizliliği. birden köprüdeki bir oltanın ucundaki balığın çaresizliği oluvermişsin...

21 Aralık 2008 Pazar

45'lik adlı mekan ve damsız adamlar

Bu benim ilk blog'um. Heycanlıyım. Mutluyum. Bu işte çok geç bile kalmıştım. Kendimi ertelemek sanırım bana bahşedilen en büyük lanet. Blog yazarak parmaklarımın pasını atmayı istiyorum. Umarım yazdıkça yeşerecek fikirlerim...yaşasın...iyi ki varsın internet...ama bu bloglarda bir konu ile tecrübelerimi yazmam gerekiyor....Ve ilk blog'uma ISSIZ ADAM filmi ile prim yapan 45'lik adlı mekan hakkında bişeyler yazarak başlamak istiyorum.

45'lik benim 20'li yaşlarımda salaş bir metalci bar idi. Hatta sahibinin Yaşar Kurt olduğunu duymuştum. Biranın en ucuz ve sulu hali orada idi. Bir keresinde de bir köşede elimde 50'lik arjantin bardakla bira içerken, bir metalci arkadaş gelip, ''birandan bir fırt çekebilir miyim?'' demişti. Az biraz şaşırmıştım.

Son haftalarda ıssız adam sayesinde ''marka kimliğini'' başka bir şekilde konumlandırma fırsatı yakalayan bu mekana ben de filmden sonra bir uğramak istedim. Ancak kapıdaki arkadaş ''damsız almıyoruz'' diyince biraz bozuldum. Çünkü filmdeki adam da sürekli o mekana damsız girmemiş miydi?...Kendi başına içkisini bir köşede kederli kederli yudumlamamış mıydı? Bu serzenişi dile getirince, kapıdaki arkadaş gevrek bir gülümseme ile ''ama sonra kızla gelior'' dedi...Neticede zaten bu tavır karşısında mekana gidesim kalmadı.

Geçen hafta da filmi 2. kez seyretmeye gittim. Çıkışında gençten bir arkadaş sinemanın kapısında ''flyer'' adı verilen ilan dağıtıp, ''45'lik...45'lik...ıssız adam şarkıları....'' diye çığırtkanlık yaparak filmden nemalanmaya çalışıyordu.

Burdan lafım Çağan Irmak'a. Filmde gösterilen 45'lik ile gerçek 45'lik arasında hiçbir ilişki yok. İlle de istanbul'dan bu tarz müzikleri çalarak isim yapmış bir mekan kullanması gerekiyor idi ise, mekanın adı bence yıllardır kendine has müdavimleri olan ''Sahibinin Sesi'' olmalıydı. Ki orda da canlı müzik yoktu.

Ayrıca, burdan girişimci arkadaşlara da bir tavsiyem. Filmdeki 45'lik adlı barda şarkı söyleyen arkadaşa ulaşıp canlı müzik yaparak ve dekorasyonu da filmdekine benzer hale getirip bir bar açmaları.Adını da ÖZ 45'LİK koymalarıdır.

Sevgilerimle,

KeremKaramel